CHP Sözcüsü Faik Öztrak, iktidara çağrıda bulunarak, “20 Aralık’tan bu yana, gaza, elektriğe, akaryakıta yaptığınız tüm zamları geri alın. Millet bunun nedenini anlamadı. Kış günü insanları perişan etmekten vazgeçin. Gazdan, bebek bezinden, undan, tuzdan, milletin yediğinden, içtiğinden aldığınız vergilerden vazgeçin” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün Genel Merkez’de MYK gündemine dair düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
* Kin ve nefret şeytanidir, sevgi ve hoşgörü Rahmanidir. Bu nedenle tertemiz çocuk kalplerine, kin ve nefret tohumlarının ekilmesini, asla ama asla kabul edemeyiz. Koltuğunu kaybetme korkusuyla, nefretten, kinden, hınçtan medet uman, siyaseten meflûç bir zihniyetin elinden, çocuklarımızın tertemiz beyinlerini, yüreklerini, mutlaka ama mutlaka kurtarmak zorundayız. Milletimizle birlikte bu nefret dilini, tabi ki sandıkta koparacağız.
* Ama sandık gelene kadar da, ailelerimizden bir istirhamımız var. Bu kin ve nefretin, evlerinize, çocuklarınızın tertemiz dimağına, ulaşmasına katiyen izin vermeyin. Kin ve nefret tohumlarının, televizyonlardan, radyolardan sızarak, çocuklarımızın akıllarını karıştırmasına fırsat tanımayın. Ebeveyn kontrolünü elden bırakmayın.
* O kibirli ses televizyondan duyulduğunda, o kibirli yüz ekranda görüldüğünde kanalı değiştirin. Çocuklarımızı zehirlemesine izin vermeyin. Çocuklarımıza sevgiyi, hoşgörüyü öğretin. Çünkü bu toprakların inancında; sevgi; acıyı bal, bakırı ise altın eder.
* Ülkemizde bakanlar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanları, TÜİK Başkanları tek adam parti devleti rejiminde artık mevsimlik işçiye döndü. Ülkeye “istikrar getirecek” diye pazarlanan, Ucube Şahsım Rejimine, ne bakan, ne de bürokrat dayanıyor. Bu ucube rejim, 3 yıl 6 ay 20 gündür fiilen yürürlükte. 3 yıl 6 ay 20 günde, tam 7 tane Bakan değişti.
* Yine son 3,5 yılda; 3 Hazine ve Maliye Bakanı, 4 Merkez Bankası Başkanı, 5 de TÜİK Başkanı gördük. Son TÜİK Başkanı da, daha yılını tamamlayamadan, hem de ‘kul hakkı yemem’ dedikten hemen sonra, ‘vay sen kimsin de kul hakkı yemem’ diyorsun denerek, Ocak ayı enflasyonunu dahi açıklamaya vakit bulamadan görevinden alındı. Kuralları belli olan teknik bir iş yapan TÜİK’e, acaba neden Başkan dayanmıyor? Bence amaç, burayı ‘Tayyib’i Üzmeyen İstatistik Kurumu’ haline getirmek.
* Veriler konusunda bol tezvirat yaşanan bir başka alan da, Türkiye’nin doğalgaz depolarının durumudur. EPİAŞ daha önce ülkemizin doğalgaz deposundaki stoku, gün, gün açıklıyordu. En son açıklanan veri; 18 Ocak tarihinde takıldı kaldı. O tarihte doğalgaz rezervlerinin, yüzde 30’lara kadar gerilediği görülüyordu depolardaki. Son iki haftalık veriye artık ulaşılamıyoruz.
* Tuz Gölü’ndeki stoklarla ile ilgili veriler ise, ‘veri bulunamadı’ denerek, tamamen karartılıyor. Anlaşılan Tuz gölünde, 1 metreküp bile doğalgaz bırakmamışlar. Ama AK Parti Genel Başkanı çıkıyor, ‘Bizim böyle bir sıkıntımız yok, doğalgazımız var, Tuz Gölünün altında stoklarımız var’ diyerek, zaman kazanmaya çalışıyor. Peki Tuz Gölü’nün altında yeterli doğalgaz stoklarınız varsa neden verileri karartıyorsunuz, niye buna ihtiyaç duyuyorsunuz? Gün gün açıkladığınız verilere neden sansür uyguluyorsunuz? Mugalatayı bırakacaksınız. Depoda ne kadar gaz kaldı, çıkıp onu açıklayacaksınız.
* Sayın Genel Başkanımız, Ağustos’tan bu yana, ‘doğalgaz stokunu tahkim edin’ diyerek sizi kaç defa uyardı. Ama bu kibir abideleri söz dinlemedi. Bu ay sanayiye verilen doğalgazda yapılan yüzde 40, elektrikte de üç günlük kesintinin ardından, önümüzdeki ayda da sanayiye verilen doğalgazda, yüzde 20 kesintinin devam edeceği açıklandı.
* Sanayiciye kesintiye uymazsanız, gazınız kesilecek diyen uyarılar, halen gidiyor. Madem gazınız var sanayicinin gazını niye kısıyorsunuz? Bu kesintiler ne kadar sürecek? Bunu bir belli edin, açıklayın. Kış ağır geçiyor. İran doğal gazındaki basınç sorunu devam ederse, bu basıncı da ‘tırnak içinde’ söylüyorum, gaz tedarik anlaşmalarının yenilenmesindeki basiretsizlik ve stok yönetimindeki beceriksizlikler nedeniyle, çok daha zor günler bizi bekliyor.
* Evlerimizdeki enerji faturaları gerçekten çok can yakıyor. Nereye gitsek millet evine gelen faturayı gösteriyor. Özellikle elektrik faturaları, milletimizi perişan etmeye başladı. İnsanların evlerinden ‘hakkımı helal etmiyorum’ feryatları yükseliyor. Milletin bedduaları arşa çıkıyor.
* Sarayın ampulleri cayır cayır yanarken, vatandaşlarımız 500 liralık elektrik faturalarını, nasıl ödeyeceğim diye kara kara düşünüyor. Benzine, mazota yapılan zamlar da cabası… Dolar 13,5 lira civarında sabitlendi diye övünüyorlar. Ama benzin ve mazot fiyatları başını aldı gidiyor. Son bir yılda, benzine yüzde 94, mazota yüzde 115 zam yaptılar. Yeni zamların eli de kulağında. 2 Şubat’ta benzin ve motorine, 60 kuruş daha yeni zam yapılacağı söyleniyor.
* Buradan sesleniyoruz, madem ‘doları 18 liradan düşürdük’ diye övünüyorsunuz. O zaman 20 Aralık’tan bu yana, gaza, elektriğe, akaryakıta yaptığınız tüm zamları geri alın. Millet bunun nedenini anlamadı. Kış günü insanları perişan etmekten vazgeçin. Gazdan, bebek bezinden, undan, tuzdan, milletin yediğinden, içtiğinden aldığınız vergilerden vazgeçin.”
“Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’da kaldığı otelin fiyatıyla ilgili bazı iddialar gündeme geldi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’da CHP içi kriz iddiasında bulundu. Sizin bu duruma ilişkin yorumunuz ne olacak?” sorusunu yanıtlayan Öztrak, şunları söyledi:
* Yani o kadar akıl yok ki Genel Başkanımızın videosunun gecesinde aynı sisteme başvuruyorlar. Otel Hilton Harbiye troller hemen devreye. Aynı dakika yandaş gazeteciler bomboş işler. Bu mekanizmayla insanları hapse attırıyorlar işte sarayın meşgalesi bu. İşte Genel Başkanımızın anlattığı şey tam olarak da bu. Hepsi aynı tweeti atmış. Akıl fukarası olmak lazım.
* Hamza Dağ’a da şunu söyleyeyim, kişi karşısındakini kendi gibi bilirmiş. Söylemiştim zaten. Önce bir burnuna pudra şekeri çeken danışmanın fotoğraflarını kim verdi araştırsın. Tabi AK Parti’nin kontrolündeki trol ordusunun İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ağızlarına pelesenk etmesinin nedenini de şimdi çok iyi anlıyoruz. Her şey ortaya çıkıyor. İstanbul’un kaynakları yıllarca AK Parti’nin siyasetçisine aktarılmış.
* Bugün gördük AK Parti’de siyaset yapanların, bakanlık yapanların yurtdışı eğitim masrafları bile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden karşılanmış. Şimdi bu hortumlar kesilince feryat ediyorlar. Ama hiç merak etmesinler İstanbul Büyükşehir Belediyesine döşedikleri hortumları nasıl kestiysek sandık geldikten sonra devletin bütçesinden yandaşların kasasına döşenen hortumları da öyle keseceğiz. Milletin parası millet için harcanacak.