Rusya-Ukrayna savaşı dolayısıyla artan enerji maliyetlerinin enflasyon üzerinde baskıyı artırmasına karşın TCMB’nin politika faizini değiştirmesi beklenmiyor.
Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) bugün açıklayacağı faiz kararı piyasalar tarafından merakla bekleniyor. Beklentiler enflasyonun şubatta yüzde 54.4’e tırmanarak son 20 yılın rekorunu kırmasına rağmen politika faizinin yüzde 14 seviyesinde sabit tutulacağı yönünde şekilleniyor. Ancak, TCMB’nin Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı kritik gelişmeler dolayısıyla sürpriz bir adım atabileceği de belirtiliyor. Nitekim, döviz kurları son iki gündür Merkez Bankası’nın para politikasında olası bir U dönüşü yapabileceği yönündeki beklentilerin etkisiyle dalgalı bir seyir izliyor.
ABD merkezli yatırım bankası Goldman Sachs, TL’deki baskı ve enflasyonun mevcut seviyesi göz önüne alındığında yetkililerin heterodoks stratejilerini bırakmaya yönelik bir işaret olmadığına işaret ederek politika faizinin sabit kalmasını beklediğini açıkladı. Raporda, “Önümüzdeki dönemde TL üzerindeki baskının devam etmesini bekliyoruz” ifadesine yer verildi. Reuters’in anketine katılan 18 kurumun tümü PPK toplantısında faizlerin sabit tutulmasını bekliyor.
Reuters’a bilgi veren bir bankanın döviz masası işlemcisi, “TCMB adımlarından bağımsız olarak petrol fiyatlarındaki düşüş TL’yi pozitif etkiliyor. Petrol fiyatları oldukça dalgalı olduğundan etkisini de iyi analiz etmek gerekiyor. Hâlâ yüksek petrol fiyatı devam ediyor ve bu kanaldan enflasyona ve cari açığa negatif katkı belirgin bir risk unsuru olacak” değerlendirmesini yaptı.
– TCMB 19 Mart 2021’den bu yana yüzde 19 olan politika faizini 24 Eylül 2021’de yüzde 18’e indirerek para politikasını değiştirdi. TCMB Eylül 2021’den itibaren arka arkaya 4 toplantıda faiz indirimine giderek politika faizini 17 Aralık 2021’de yüzde 14’e düşürdü. 500 puanlık faiz indirimi kur krizini tetiklerken, TCMB ocak ayından bu yana faizi sabit tutuyor.
– Tera Yatırım Baş Ekonomisti Enver Erkan, iktidarın enflasyon baskısını hafifletmek için maliye politikalarını ön plana çıkarabileceğine işaret ederek, “17 Mart toplantısında Merkez Bankası‘ndan herhangi bir hareket beklemiyor olsak da, fiyat istikrarı faktörünün yakın gelecekte finansal ürünler ve maliye politikası kontrol mekanizması çerçevesinde yürütüleceğini anlıyoruz. Bu nedenle Merkez Bankası kararlarının da ekonomik olmayan faktörlerin ve olağan çerçevenin dışında olduğunu düşünüyor ve yakın gelecekte Ortodoks bir politikaya geçiş için sinyal alamıyoruz” değerlendirmesini yaptı.